26 Aralık 2021 Pazar

 

Dizelerden Deneme(k)

 Bir kent, iter mi kişiyi? Yoksa kişi mi itmektedir bütün kenti? Bu “itişme” karşılıklı mıdır yoksa?  İnsan bir kentle neden barışamaz bir türlü? “Yarın geceye gideceğim bu kentten” dizeleriyle girilen bir yerde kalınamaz, kalınsa da ağız tadıyla yaşanamaz. Kentin yüzeyinde kalınınca, derinine inilmeyince hiçbir şeyin, “Ferhat gibi yüzeyinde” kalınır ilişkilerin de. Yanlış anlamalar, yanlış anlaşılmalarla çekilmez olur her yer. “Her köşe başında öpüşülebilecek” güzellikler göze görünmez olur.

“Anısı biz olamayız bu sokakların” artık, “anılar toza bulanmıştır”. Bir zamanlar aşkın ilk sıcaklığıyla yürünen yollar, buzları bile eritirken, sonra yaz sıcağında bile üşür insan sevgisizlikten, dostsuzluktan. “Eski dostlarla da yollar ayrılmıştır birer birer”. İnsan bu kentle nasıl barışabilir ki?

“Peşimi bırakmayan bir kent” var biliyorum ama buluşamıyoruz onunla da bir türlü. Onu kimi kez çocukluğum kadar uzak görüyorum, kimi kez yaşlılığım kadar bulanık ve belirsiz.



 “Yarın geceye gideceğim bu kentten”  ama insan, kendinden nereye gider?

Dizelerin Kaynağı: “Yarın geceye gideceğim bu kentten” (Haydar Ergülen), “Sevda derinlerdedir, oysa Ferhâd üstünü kazmada dağın.” (Hilmi Yavuz), “Her köşe başında öpüşüyorduk” (Attila İlhan), “Anısı biz olalım bu sokakların” (Ahmet Telli), “Anılar toza bulanmıştır” (Yusuf Hayaloğlu), “Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir” (Cahit Sıtkı Tarancı) “Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın./ Bu kent peşini bırakmayacak.” (Konstantinos Kavafis)

 

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa